boğazlar egemenliği ne demek?

Boğazlar Egemenliği

Boğazlar egemenliği, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı üzerindeki devletin hak ve yetkilerini ifade eder. Bu iki boğaz, stratejik konumları nedeniyle tarih boyunca büyük önem taşımış ve üzerinde çeşitli devletlerin egemenlik mücadelelerine sahne olmuştur.

Tarihsel Arka Plan

Boğazlar üzerindeki egemenlik meselesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişiyle birlikte önem kazanmıştır. Osmanlılar, İstanbul'u fethettikten sonra Boğazlar üzerinde tam egemenlik kurmuş ve bu geçişleri kontrol altında tutmuştur.

  • Osmanlı Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu, Boğazları bir iç su yolu olarak görmüş ve yabancı gemilerin geçişini kendi çıkarlarına göre düzenlemiştir. Bu durum, özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda Rus İmparatorluğu başta olmak üzere diğer Avrupa devletlerinin tepkisini çekmiştir. Çünkü Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası, Boğazlar üzerinden serbest geçiş hakkı elde etmeyi hedefliyordu.
  • 19. Yüzyıl: Boğazlar sorunu, 19. yüzyılda Avrupa diplomasisinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Kırım Savaşı (1853-1856) gibi olaylar, Boğazlar üzerindeki kontrolün ne kadar kritik olduğunu göstermiştir. Bu dönemde imzalanan çeşitli antlaşmalarla (örneğin, 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi) Boğazların statüsü uluslararası alanda düzenlenmeye çalışılmıştır.
  • I. Dünya Savaşı: I.%20Dünya%20Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun İttifak Devletleri yanında yer almasıyla Boğazlar, İtilaf Devletleri'nin hedefi haline gelmiştir. Çanakkale Savaşı, Boğazları ele geçirme girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığı önemli bir dönüm noktasıdır.

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması (1923), Türkiye'nin bağımsızlığını ve yeni sınırlarını tescil etmesinin yanı sıra, Boğazlar konusunda da önemli düzenlemeler getirmiştir. Lozan'da, Boğazlar'ın uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmesi ve savaş zamanında bile gemi geçişlerinin serbest olması kararlaştırılmıştır. Bu durum, Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini kısıtlamıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi

Montrö Boğazlar Sözleşmesi (1936), Lozan'daki kısıtlamaları ortadan kaldırarak Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini büyük ölçüde yeniden tesis etmiştir. Montrö ile birlikte:

  • Türkiye, Boğazlar'ın askeri denetimini geri almıştır.
  • Savaş gemilerinin geçişi belirli kurallara bağlanmıştır.
  • Karadeniz'e kıyıdaş devletlerin savaş gemilerinin geçişi, kıyıdaş olmayan devletlere göre daha serbest bırakılmıştır.
  • Ticaret gemilerinin geçişi ise serbest tutulmuştur.

Montrö Sözleşmesi, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde büyük bir yetki vermesinin yanı sıra, Karadeniz'in güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir rol oynamaktadır.

Günümüzdeki Durum

Montrö Boğazlar Sözleşmesi halen yürürlüktedir ve Türkiye, bu sözleşmeye titizlikle uymaktadır. Ancak, küresel politikadaki değişimler ve yeni denizcilik teknolojileri, zaman zaman Montrö Sözleşmesi'nin güncelliği hakkında tartışmalara yol açmaktadır. Kanal İstanbul projesi de, Montrö Sözleşmesi'nin geleceği açısından önemli bir tartışma konusudur.

Sonuç

Boğazlar egemenliği, Türkiye için tarihsel, stratejik ve ekonomik açılardan büyük öneme sahiptir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki haklarını korumakta ve bölgedeki istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Ancak, değişen dünya koşulları ve yeni projeler, Boğazlar konusundaki hassasiyetin korunmasını ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözümler aranmasını gerektirmektedir.

Kendi sorunu sor